17 Ekim 2007 Çarşamba

Üzüm Suyundan Şarap


1-Hiçbir meyveden metil (zehirli zararlı) alkol elde edemezsiniz.(Yani size anlatacağım yöntemde risk=0 )

2-Alkol üreten bakterilerdir.(maya)(Anlatacağım yöntemde ekmek mayası kullanılmakta ise de kirli eller dahi permantasyonu başlatacak miktarda bakteri içerebilmektedir. Geleneksel yöntemlerde ayakla ezilen üzüm maya gerektirmez.)

3-Bakteriler yaşamak için şeker, mineral, vitaminlere ihtiyaç duyarlar.

4-Bakteri karanlık ortamda yaşar ve çoğalır.(Işığı sevmez)

5-Bakteri oksijeni sevmez.

6-Berraklık sadece aktarma yöntemiyle sağlanabilir.

7-Bakteriler yaşadıkları sürece alkol, hidrojen, karbondioksit üretirler.

SUPERMARKETLERDE SATILAN ÜZÜM SUYUNDAN ŞARAP ELDE EDİLMESİ

Taze üzümün pahalı olması, sıkılması işleminin zahmetli olması nedeniyle biz supermarketlerde kolaylıkla bulabileceğiniz üzerinde "No prezervatives added, %100 pure" (Koruyucu madde kullanılmamıştır %100 saf ) yazan üzüm sularını kullanıyoruz.



ŞERBET HAZIRLANMASI:

20 litre üzüm suyuna iki litre elma suyu ve beyaz üzüm suyuna 1250g kırmızı üzüm suyuna ise 1500 g toz şeker ekleyip şeker tamamen eriyinceye kadar karıştırın.

MAYANIN HAZIRLANMASI:

Bir fincan içerisine iki tatlı kaşığı toz şeker, iki çay kaşığı kuru ekmek pasta yapımında kullanılan mayadan koyup üzerine yarım çay bardağı ılık su ekleyin. (sakın haa sıcak su koymayın maya ölür) Bunları şeker eriyene kadar karıştırdıktan sonra fincanın üzerini mendil peçete benzeri birşeyle örtüp karanlık ılık biryerde iki saat kadar bekletin. İki saat sonra mayanın harekete geçtiğini fincanın içindeki karışımın köpürdüğünü göreceksiniz.

MAYA İLE ŞERBETİN KARIŞTIRILMASI VE KAP SEÇİMİ:

Aşağıda özellikleri belirtilen yer ve şartlarda üzüm şerbetinin üzerine fincan içerisinde iki saat bekletilen maya dökülür. Kabın ağzı hava çıkışını sağlayıp dışarıdan hava girmesini engelleyecek şekilde kapatılır. Aşağıda özellikleri belirtilen uygun bir yerde bırakılır. 24 saat içinde permantasyon ve gaz çıkışı başlar ilk beş gün gaz çıkışı sürekli artar. Beşinci günden sonra yavaş yavaş gaz çıkışı azalır. 20. ğüne kadar kaba hiç dokunulmaz.

Kullanacağımız kapta bulunması gereken özelliklerden birincisi içerisindeki şerbeti çevredeki ısı değişikliklerinden korumalı. Bunu kabı battaniye benzeri bir örtü ile sararak sağlayabilirsiniz bu sekilde çevre sıcaklığından karışımın etkilenmesini sağlamış olursunuz. Eğer iklim yaz ise ve sıçaklığın 20 derecenin altına 30 derecenın üstüne çıkmayacagı bir dolap veya oda varsa battaniye benzeri örtüye de hiç gerek yok. Yazın mutfak dolapları gerekli şartları genellikle Türkiye'nin heryerinde sağlayabilmekte.

Kullanacağınız kap çevredeki ışıktan şerbeti korumalı. Birkaç dakikalık ışık etkisi pek önemli olmamakla birlikte kabın kaltığı yerin karanlık olması, kabın ışık almayacak özellikte olması ya da siyah bir kumaşla iyice örtülerek ışıkla temasının engellenmesi gerekir.

Kullanılan kabın ağız kısmı dışarıdaki havanın şerbete temasını engelleyecek ancak permantasyon süresınce oluşan karbondıoksıt ve hıdrojen gazlarının çıkışına misade etmeli. Size biraz karışık gelmiş olabilir ama çok basit eğer kabıbız bir su bidonu ise kapağını tam sıkmayıp cok az gevşek bırakarak gaz çıkışına müsade etmiş dışarıdan havanın girmesini engellemiş olursunuz. Bidonun kapağı yok ise bu işlemi havlu benzeri bir bez parçasını agız kısmında açıklık kalmayacak şekilde bidonun üzerine kapatarak da yapabilirsiniz. Biz burada daha eğlenceli olması nedeniyle bidonun kapağına bir delik açarak inca akvaryum hortumu takmakta hortumun ucunu da içerisinde 1 cm yüksekliğinde su bulunan bardağa koyarak hem hava kabarcıklarını izlemekte hem de dışarı ile teması kesmekteyiz.DİKKAT KULLANACAĞINIZ KABIN AĞZINI TAM OLARK KAPATIRSNIZ İÇERİDE BİRİKEN GAZ KABIN PARÇALANMASINA NEDEN OLUR. KULLANILAN KABIN AGZI MUTLAKA GAZ ÇIKIŞINA MÜSADE ETMELİDİR.

Yukarıda yazılanlardan anlaşılacağı gibi eskiden beri şarapların karanlık mahsenlerde yapılma nedeni çevre ısısının sabit olması ve güneş ışığı almamasıdır. Eskiden beri evlerde yapılan şaraplarde sıcaklığı sabit odalar ve toprak küpler seçilme nedeni de aynıdır.

20. GÜNDEN SONRA YAPILACAK İŞLEMLER.

AKTARMA İŞLEMİ Aktarma işlemi şaraba berraklık kazandırmak, maya kokusunu atmasını sağlamak içime hazırlamak için yapılan bir işlemdir. 20 gün bekleyen karişım mümkünse hiç yerinden oynatılmadan bir hortum kullanılarak üst kısmından başlanarak ikinci bir kaba aktarılır. Bu aktarma işlemi esnasında karışım eksildikçe hortum daha aşşağıya indirilir. Bidonun dip kısmına gelindiğinde dipteki ölü bakteri ve besin artıklarının oluşturduğu katmana dokunmadan sıvı kısım tamamen aktarılır. Bidon itinayla yıkandıktan sonra aktarılan karışım tekrar aynı bidonun içerisine doldurulur. Her üç günde bir defa bu aktarma işlemi yapılır. Aktarma işlemleri esnasında tabanda oluşan tortu hiç hareket ettirilmeden sadece üst kısımdaki sıvı aktarılır. Yaklaşık üç dört defa bu işlemi yaptıktan sonra içilmeye hazır sarap elde etmiş berraklığı sağlamış maya kokusundan kurtulmuş olursunuz. Ben size üç ayı dolmamış şarabı şışelememenizi öneririm. Çünkü permantosyon gaz çıkışı az da olsa devam ettiğinden şişe içerisinde tortu bırakacaktır. Bidonun üst kısmından içeceğiniz kadar almanız en doğru yöntem.

Öncelikle size bu 20 gün içerisinde neler olduğunu anlatayım; Bakteri kendisi için ideal yaşama ve çoğalma ortamını buldu. Isı ve besinler hepsi onun için hazırlanmıştı. Bakteri sürekli yedi ve çoğaldı bol miktarda karbondioksit(Cola ve birada tüm gazlı içeceklerde bulunur zehirli değildir.) hidrojen (Zehirli değildir) gazı çıkarttı, alkol üretti. Üretilen alkol saf etil alkoldür. Bu süre içerisinde bakterilerden bir kısmı da ölerek ağır olmaları nedeniyle bidonun dibinde çökelti oluşturdular. 20.gün normal şartlar altında (istisnaları aşağıda açıklayacağım) bulanık alkol kokusu veren ama maya kokusu da olan şekeri kalmamış şarap tadına yaklaşmış bir sıvı elde edeceksiniz. Yukarıda normal şartlar altında denme nedeni üzüm sularının ve üzümlerin değişik miktarda şeker içermeleri nedeniyle 20. gün sonunda karışımın hala şekerli kalması söz konusu olabilmekte. Böyle birşeyle karşılaşıldığında yapılması gereken işlem de aktarma işlemi sonrası her 20 litreye iki litre su katılması.

ÖNEMLİ AÇIKLAMA

Bazen evdeki hesap çarşıya uymaz ve şarap oluşumunda gecikmeler olur. Bunun sebebı genelde satın aldıgınız üzüm suyunun fazla asidik olmasıdır. Permantasyon da asiditeyi sürekli arttıran bir etken olduğundan(asiditeyı ph + olarak da tabir edebiliriz.) ph + 5 seviyesini bulduğunda permantosyan durur. Bakteri artık faliyetlerini durdurur, sayısı azalarak uyku konumuna geçer. Ph + sevıyesını düşürmek için her ne kadar sanayide alkol üretiminde bazik ph - tuzlar (örn. bulaşık makinası tuzu) kullanılıyorsa da amaç alkol üretmekse kullanılabilecek bu yöntemin şarap yapımında lezzeti olumsuz etkilediği unutulmamalıdır. 20. günden sonra yapılan aktarma işlemi esnasında şarabın tas benzeri bir kapla leğen benzeri bir kaba yüksekten havalandırılarak (köpürtülerek) aktarılması sıvı içinde çözünen hidrojen gazının uçmasını sağlayarak ph seviyesini düşürerek bakterinin tekrar harekete geçmesini sağlamakta. İstisnai de olsa böyle bir olayla karşılaştığınızda hiç üzülmeyin sadece 10-15 gün gecikecek ama sonunda aynı lezzeti yakalayacaksınız demektir. Şarap yapımı esnasında %50- %50 oranında su üzüm suyu kullanılıp şeker miktarı arttırıldığında ph problemi yaşanmıyorsa da yine asıl amaç olan lezzet faktörünü olumsuz etkilediğini gördüm.

Bazı yörelerde maya kullanarak şarap yapılmamakta üzüm yıkanmadan tozu ile birlikte sıkılarak doğal mayalanma sağlanmaktadır. Eğer siz de işi ilerletir ben hakiki üzümden şarap yapacağım derseniz sakın ha üzümleri yıkamayın.

16 Ekim 2007 Salı

Evde şarap yapımı

http://www.turkeyforum.com/ 'da forumdan alınmıştır.

"Evde şarap yapımı" için en başta kararlılık ve doğru planlama, daha sonra yeterli bilgi, daha sonra da doğru araç, gereç ve malzeme gerekir.
Yurtdışındaki kitapçılarda ingilizce "Evde Şarap Yapımı"yla ilgili çok sayıda kitap var. Bazıları, güzel resimlerle şarap yapımını da gösteriyor. Ama, bu kitaplara güvenip şarap yapmaya kalkışırsanız, işin en kritik noktasında bu kitapların sizi yarı yolda bıraktığını göreceksiniz. Ben de evde şarap yapmaya karar verdikten sonra 5-6 tane böyle kitap aldım. Ancak birçok sorun yaşadıktan sonra internetten hiçbir ücret vermeden indirdiğim Lum Eisenman'ın yazdığı The Home Winemakers Manual'in en kapsamlı kitap olduğunu gördüm. Bu kitabın da herhalde ancak % 10'unu anlayıp uygulayabiliyorum. Ama her seferinde daha fazla bir şeyler öğretebilen böylesine kapsamlı bir kitabın yalnızca internetten temin edilmesi bana hayli enteresan geliyor.
Evde şarap yapımı için araç, gereç ve malzemeyi Türkiye dışından temin etme olanağınız yoksa bu projeden hemen vazgeçin. Yurtdışında yalnızca evde şarap yapımı için malzeme satan dükkânlar var. Ama şarap yapmaya başladığınızda ortaya çıkan eksik malzemeleri her an bu dükkânlardan temin edemediğiniz için işe başlamadan önce bir sürü gerekli gereksiz malzemeyi de sırtlayıp Türkiye'ye getirmeniz lazım. Türkiye'den kolayca temin edilebileceğinizi düşündüğünüz malzemeleri bile bulmakta sorun yaşayacaksınız. En basitinden bir cam damacana satın almak için bile Kumkapı'daki su dolum tesisinde yaşadıklarım kısa bir hikâye olabilir. Herkesin ilgilenmediği malzemeler peşinde koşanlara pek çok kişi "kafadan kontak" diye bakıyor. Aziz Nesin'in hikâyelerini bir kez de buralarda yaşıyorsunuz.
"Evde şarap yapımı" süreci dört safhaya ayrılabilir. Birbirini takip eden bu safhaların biri bitmeden diğeri başlayabilir.
1. İlk adım yüksek kaliteli üzümün kaynağını belirlemek ve üzümleri tam olgunluğa ulaştığı optimal noktada hasat edip şarap yapılacak yere getirmektir.
2. İkinci adım hasat edilen üzümün sıkılması, posasından ayrılıp şıra haline getirilmesi ve üzüm şırasının fermentasyona başlatılmasıdır. Başarılı bir fermentasyon sonunda kahverengi bulanık şıranın tortusu birkaç ay içinde dibe çökmeye ve berrak renkli taze şarap oluşmaya başlar.
3. Üçüncü adım taze şarabın tortusundan ayrılıp tamamen berraklaştırılması ve stabilize edilmesidir.
4. Dördüncü adım ise şarabın yaşlandırılması, harmanlanması ve şişelenmesidir.
Türkiye gibi üzümün kolay yetiştiği bir ülkede yüksek kaliteli üzüm bulmak hâlâ sorun olabilir. Ancak Tekirdağ civarında bol miktarda şaraplık üzüm yetiştiriliyor. Eylül'ün ortalarında bağbozumunda Tekirdağ civarındaki köylere gidip toplam 20-25 dolara 100-120 kg üzüm satın alabilirsiniz. Burada boğaz tokluğuna üzüm yetiştiren köylülerle dost olmak ve aldığınız üzümü aracınızın arkasına yükleyip şarap yapılacak mekâna getirmek, bunun için de Marmara manzaralı bu güzel köylerde bir gününüzü harcamak hayatınızda yapabileceğiniz en keyifli işlerden biri olabilir.
Eğer şarabınızı sıfırdan başlayıp kendi üzümlerinizden yapmak gibi bir iddianız varsa, bunun yolu küçük bir bağ dikmekten geçiyor. Böyle bir bağdan üzüm elde etmenin maliyetini bu üzümden sağladığınız ekonomik kazançla karşılaştırmaya sakın kalkışmayın. Zaten geçmişte Anadolu'da da bağ işi orta yaşını geçmiş kişiler için sağlıklı bir hayat biçimi ve kişisel hobi olarak ele alınırdı. Şimdi de işler farklı değildir.
Bugün Çatalca civarındaki arazimde göstermelik olsun diye küçük bir bağda 100 asma Papaz Karası, 20 asma da Kalecik Karası cinsi şaraplık üzüm yetiştiriyorum. Bunun yanı sıra kendime fazlasıyla yetecek kadar çeşitli cinsten beyaz sofralık üzüm alıyorum. Bu bağı amatörce diktim ve dikerken büyük yanlışlar yaptım. Profesyoneller 3-5 yılda ilk mahsülü alırken ben ilk gerçek hasadımı 7-8 yılda alabildim. Ancak bu hatalarımdan öğrenerek, bugün nerede ve nasıl bağ kurulacağını, Trakya gibi nemli bir yerde hastalıkları önlemek için asmanın nasıl (Avrupa usülü) budanacağını ve nasıl ilaçlanacağını öğrendim. Daha da önemlisi konuya çok profesyonelce yaklaşılmadığı takdirde üzüm işinden kolay para kazanılamayacağını da anladım. Yine de 2000 yılında bu küçük bağdan yüksek kaliteli ve oldukça yüksek verimli bir hasat alıp şarap yapmaktan büyük keyif aldım.
Üzümün olgunlaşması ve yeterli şeker miktarına ulaşması şarap yapımında çok büyük önem taşır. Zaten Tekel de üzüm alırken fiyatı üzümdeki şeker miktarına göre belirliyor. Genelde Ağustos ve Eylül'de havalar sıcak giderse üzümdeki şeker miktarı da yeterli oluyor. Ama yağmurlu ve soğuk bir yaz işleri bozar. Üzümün olgunlaştığına tadına göre karar verebilirsiniz. Üzümdeki şeker miktarını ölçen bir alete sahip olsanız daha da iyi olur. Bu aletle üzümdeki şeker miktarının şarapta % 11-12 oranında maksimum alkol için yeterli olup olmadığını belirleyebilirsiniz.
Üzüm hasadını Eylül ortasında sabahın serinliğinde yapıp aynı gün sıkmaya almak en ideali. Gündüz topladığınız üzümü aynı gün fazla bekletmeden ve sirke oluşturan sinekleri başınıza toplamadan sıkmanız doğru olur. Ama bugün Türkiye'nin Doğu Anadolu, Tokat ve Ege yörelerinde hasat edilen üzümler Ankara, İstanbul ya da İzmir'deki şarap tesislerine gönderilip şarap yapılıyor.
İşin ikinci adımı üzümü sıkıp posasından ayırmak. Kırmızı şarapla beyaz şarap yapımı bu noktada farklılaşıyor. Amatör bir şarap yapımcısı için içilebilir bir kırmızı şarap yapmak, beyaz şarap yapımından daha kolay. Çünkü şarap yapımı sırasında gerekli olan ısı, şarabın içimindeki ısı gereksinimiyle aynı. Yani kırmızı şarap oda sıcaklığında yapılıyor ve içiliyor. Beyaz şarap ise serin bir ortamda yapılıyor ve soğutulmuş içiliyor. Çok serin bir mahzeniniz ya da yapımda kullanılan soğutma sisteminiz yoksa beyaz şarap yapımına kalkışmayın.
Üzümün sıkılması olayı pek çok kişi için belki de şarap yapmanın en şiirsel noktasını oluşturur. Eğer tonlarla üzümünüz varsa üzümü çıplak ayakla ezmekten başka çareniz olmayabilir. Ama 100-150 kilo üzümü sıkmak için ayağınızı kirletmeniz gereksiz. Üzüm ezmek için özel makineler ve presler de var ama bu ağır aletleri yurtdışından getirmek makul değil. Türkiye'de eski presler bulunsa belki bir gün alınabilir diye düşünüyorum. Ama şimdi geniş bir kap içinde 150 kg üzümü eldiven giyip elle sıkıyoruz. Bu da az iş değil. Birkaç saat alıyor.
Üzümü sıkarken üzümün sapını tanesinden ayırın. Üzümün suyunu çıkartmak için ezilmiş üzümü preslemek lazım. Kırmızı şaraba rengini veren üzümün kabuğudur. Bunun için üzümün kabuğunu birkaç gün sıkılmış şıra içinde tutmak gerekiyor. Renk çıktıktan sonra kabuklar ve çekirdekler ayrılıp posa olarak atılıyor. (İsterseniz bu posa üzerine su döküp ikinci kalite sirke elde edebilirsiniz. Ama ben fazla sirke kullanmadığım için buna kalkışmadım.)
Üzümün kabuğunda, başka meyvede olmadığı gibi şarap mayası bulunuyor. Sıkılmış üzüm suyunun şarap mayasının baskın çıkarak kendiliğinden şaraba dönüşmesi olasılığı % 60 civarındadır. Eğer kaplarınızı temiz tutar ve sirke mayasını şıraya sokmazsanız olasılık artar. Amerika'daki "evde şarap yapımı" anlayışı üzüm suyunun şaraba dönüşme olasılığını % 95'e yükseltmeyi hedefliyor. Bunun için de üzüm kabuğu renk verdikten sonra üzümde bulunan bütün mayaları, sirke ve şarap mayaları da dahil, öldürmek için sülfürleme uygulanıyor. Evde şarap yapımında ölçülü miktarda sodyum bisülfit ya da "Campden Tablet" şıraya ekleniyor ve sıcak havada fokur fokur hava kabarcığı yaratmaya başlayan şıranın fermentasyonunu durduruyorsunuz. Bir gün sonra ise yine yurtdışından getirdiğiniz hazır "şarap mayası paket"lerini suyla karıştırıp şıraya ekliyorsunuz. Böylece yalnızca şarap mayalarının başarılı olmasını sağlıyorsunuz. (Güya ekmek mayalarında da yeterli şarap mayası varmış ve şarap mayası olarak kullanılabilirmiş ama ben denemedim.)
Maya eklendikten sonra iyi bir fermentasyon başlatabilirseniz, başarı çok yakındır. Aslında bu noktada şarabın başında olsanız ve fermentasyon başlamazsa müdahele edebilmeniz iyi olur. Ama şehirde işinizin başındaysanız merak içinde hafta sonunu beklemeniz gerekebilir. Sıcak havalarda üzüm şırasının üstünü fazla havayla temas ettirmemeniz lazım. Çünkü, şarap mayası için havasız, yani anaerobik bir fermentasyon gerekiyor. Üzüm şırası birkaç gün sürekli hava kabarcığı çıkarıp sanki fokur fokur kaynıyor. İlk fermentasyon tamamlandıktan sonra üzüm şırası süzülüp cam damacanalara dolduruluyor. Havayla teması kesmek, ancak oluşan karbondioksit kabarcıklarının çıkmasına izin vermek için damacana ağzına özel filtreler takılıyor. (Anadolu usulü şıranın üzerine bir santim zeytinyağı döküp havayla temasını kesebilirsiniz.) Eğer 15 Eylül'de üzümü sıktıysanız bu işler ay sonuna doğru tamamlanır. Damacanaları loş bir yere koyarak birkaç ay fermentasyonunu tamamlayıp şıranın taze şaraba dönüşmesini beklemeniz lazım.
Şubat ayı sonlarına doğru genç şarabın oluşup oluşmadığına bakabilirsiniz. Mart ayı içinde şarap oluşmaya başlıyor. 125 kg üzümden 50-60 litre şarap elde ediyorsunuz. Benim kendi eğilimim bu şarabın taze şarap olarak içilmesi. Hafta sonları arkadaşlarınızla köy evine gittiğinizde ikişer bardak şarap içerseniz zaten. Nisan ayı çıkmadan şarabın yarısından fazlası bitiyor. Genç şarabın kokusu, parlak kırmızı rengi ve içinde hâlâ oluşan karbondioksitten gelen keskin tadı genç şaraba olgun şaraplarda olmayan özel bir tat katıyor. Ekmeğin tazesi bayatından nasıl farklıysa taze şarap da öyle farklı. Ev yapımı şarapta katkı maddesi yok. Ev şarabında kimyasal madde yok. Doğanın insana verdiği hediyeler arasında taze şarap eskiden beri biliniyor. Şarabın gerçek tadı Fransız usulü sofistike şarapları içmek yerine katıksız doğal ev yapımı şarap içince daha iyi anlaşılıyor.
Eğer bütün şarabınızı genç şarap olarak içmediyseniz, o zaman şarabınızı bir an önce tortusundan ayırmanız lazım. Bunun için el pompalarınız, hortumlarınız ve filtrelerinizin hazır olması faydalı olur. Şarabın stabilize edilmesi için içindeki fazla protein ve potasyum tartratın çökeltilmesi ve ayrıştırılması gerekiyor. İşte bu noktada kimyasal katkılarla şarap doğallığından uzaklaşmaya başlıyor. Ama bu stabilizasyonu yapmadan şarabınızı yıllanmaya sokamıyor ve şişelemeye geçemiyorsunuz.
Doğrusunu söylemek gerekirse ben ilk hevesle yaptığım 1997 yılı şarabını şişeledikten sonra bir daha bu işe kalkışmadım. 1999 ve 2000 yıllarında daha güzel şaraplar yaptım ve bunların hepsini de şişelemeye gerek kalmadan tükettim. İleride daha büyük miktarlarda şarap yaparsam bir kısmını şişeleyip saklamayı, bunun için de gerekli olan malzemeyi almayı ve deneme yanılma ile bu işleri iyice öğrenmeyi hedefliyorum.
Ama şimdiki niyetim yine kısıtlı miktarlarda genç şarap yapıp bir an önce tüketmek.. Eğer yüksek kaliteli sofistike bir şarap içeceksem uzmanların katkısıyla üretilmiş bir şişe şarabı satın alıp tüketmek daha akılcı olur. Ama bu da evde üretilmiş katkısız taze şarabın yerini hiçbir zaman tutamaz.
Şarap Yapımı için Gereken Malzeme:
Ticari açıdan şarap yapmak için oldukça büyük çaplı bir donanım gereklidir. Ticari şarap yapımı ile karşılaştırıldığında, "evde şarap yapımı" için gerekli olan bu aletlerin, kapların ve malzemenin evdeki mutfak aletleriyle çözümleneceği düşünülebilir. Ancak evde şarap yapımına kalkışan kişi işler kritik noktaya geldiğinde ev aletlerinin yetersiz kaldığını ya da uygun olmadığını biraz da panikleyerek görecektir. Bu yüzden "evde şarap yapımı"na kalkışmadan önce çok gerekli ya da neredeyse gereksiz gibi görünen bütün alet edevat ve malzemenin el altında hazır bulunması bu paniklemeyi önleyebilir.
Şarap yapımına başlamak için yurtdışında, ABD, İngiltere, İtalya ve Avustralya'da yaygın olan pek çok "evde şarap yapımı" malzemesi satan kuruluşlar bugün internet üzerinden "Starter Kit" adı altında, yani "işe başlama seti"ni büyükçe bir karton kutu içinde, hem de özel ulakla teslim edilmek üzere satıyorlar. "Starter Kit"ler aslında insanları evde şarap yapımına başlatmak için bir yöntem oluşturuyor. Çünkü, işe başladıktan sonra bu malzemelerin yetersiz kalacağı işin başından biliniyor. Yakınınızda bir şarap yapım malzemesi satan dükkân varsa hemen oraya eksiğinizi kapatmak için koşuyorsunuz.
Evde şarap yapımı için şu alet ve ekipmana gerek vardır.
1. Üzüm ezme ve presleme aletleri: Genelde az miktarda "evde şarap yapımı" için bu aletlere gerek yok. Zor da olsa elle ya da başka bir mekanizmayla üzümün tanelerini tek tek çöpünden ayırır, ezerek suyunu çıkarır ve daha sonra posayı presleyerek suyunu ayırırsınız. Ama 100 kilo üzüm için bile bu iş 4-5 saatinizi alır. Eğer çok miktarda şarap yapacaksanız, mekanik "üzüm ezici ve sap ayırıcı" ve "posa presi" makinelerine gerek var. Ama bunlar oldukça kaba ve hacimli aletler olduğundan yurtdışından bavulunuza koyup getiremezsiniz.
2. Şarap yapımında kullanılacak kap ve teçhizat: Şarap yapımında taş, mermer, küp, testi, beton, cam, plastik her türlü kap kullanılmıştır ve kullanılacaktır. Kap seçiminizde bu malzemeyi kolayca temin edebilmeyi düşünmelisiniz.
• Yapacağınız şarap miktarına göre "ilk fermentasyon"da kullanılmak üzere "Yiyecek için uygun, polietilenden yapılmış" 20-30-50 litrelik "plastik kaplar" ya da "plastik fıçılar" kullanılabilir. Amerika'da "evde şarap yapımı"nda 20 galonluk, yani 80 litrelik çöp fıçıları kullanıyorlar. İyi bir kapağı olması lazım. Türkiye'de 18-20 litrelik kapaklı ve çelik çemberli mavi turşu fıçıları da işi görebilir. Yapacağınız şarap miktarına göre, bunlardan birkaç tane edinin. Yahut köşeli 30 litrelik kapaklı şeffaf plastik polietilen kutular işinizi görebilir. Üzümün elle sıkımında geniş tabanlı konteynerler daha kullanışlıdır.
• Plastik kapta ilk fermentasyon tamamlandıktan sonra cam kapta "ikincil fermentasyon" için 12-18-20 litrelik cam damacana gerekecektir. Eski 12 litrelik Taşdelen cam su damacanaları artık yerini plastik su kaplarına bıraktı. Eski cam damacanalar çoğu kez bir depoda tozlanıyor ama siz aradığınızda İstanbul'da bir tane cam damacana bulamazsınız. (Taşdelen'in Kumkapı'daki dolum tesislerinde, eğer şimdiden bu cam damacanaları yok etmedilerse, ve siz de satın almak için dil dökmekten ve ısrardan vazgeçmezseniz bulabilirsiniz.) Bulursanız en az 8-10 tane alın.
• Bu damacanaların ağzına ortası delikli kauçuk tıpa gerekecektir. Yurtdışından getirin. Türkiye'de zor bulursunuz. Üstelik damacanaların ağızları standart değildir. İyi ölçün ya da çok çeşitli boylarının hepsini alın.
• Bu tıpalara takılacak hava filtreleri alın. Bu filtreler, içine sodyum bisülfit eriyiği konulunca, şarap damacanada fermente olurken oluşan karbondioksit çıkışına izin verir ama havadaki diğer bakteri ve sirke mayasının şaraba girişini engeller.
3. Diğer mekanik aletler: Şişe fırçaları, şırayı ve şarabı kaptan kaba transfer için plastik borular, plastik el pompası ya da sifon ekipmanı, ilk fermentasyonda, üzüm posasını şıradan ayrı tutmak için naylon çamaşır bez torbalar (şart değil ama yararlı), üzüm ve diğer malzemeyi tartmak için bir kantar ya da terazi, tahta kaşıklar, süzgeçler, kavanoz ve şişeler vb her zaman faydalı olacaktır.
4. Şarap yapımında çeşitli kimyasal malzeme gerekiyor.
• En temel kimyasal, sodyum bisülfit'tir. Bu kimyasal tuz, eritilince sülfür gazı çıkartır ve bütün maya ve bakterileri öldürür. Aletlerinizi, kaplarınızı ve ilk sıktığınız üzümünüzü bu kimyasalla dezenfekte etmek zorundasınız.
• Ama bunu kullanmadan önce de, özellikle daha önce şarap yapımında kullandıysanız, bütün şişe, boru, kaşık, kap kaçak vb'yi çok dikkatli bir şekilde DAP'la (diamonyum fosfat) temizlemeniz gerekir. Temizlik şarapta imandan gelmiyor ama temizlik olmazsa bütün yaptığınız her şey boşa gidebilir.
• Sodyum bisülfit konsantrasyonunu bir kavanoz içinde hazırlayın ama ciğerlerinize çekercesine koklamaktan sakının. Ciğerlerinizi tahriş eder ve sizi öksürük krizine sokabilir. Yapılmış şarap içinde fazla sülfür sağlığa zararlıdır. Onun için şarabın içinde kalacak olan kimyasal için artık potasyum bisülfit kullanılıyor. Sodyum bisülfit ise temizlikte kullanılıyor.
• Sodyum bisülfit eriyiğinin konsantrasyonunu dikkatli tutturmanız lazım. Ama "Campden Tablet" adı altında küçük bir kutu sodyum bisülfit tabletleri çok kullanışlıdır. Bu tabletleri kullanırsanız sodyum bisülfiti ölçmeniz tartmanız gerekmiyor.
• Şarap yaparken önce "Campden" tabletleriyle üzümdeki bütün mayaları öldürüyorsunuz. Sonra kendi şarap mayanızı ekliyorsunuz. Yurtdışından küçük paketler halinde "şarap mayası" paketleri getirin. Bunların pekçok cinsi var: Beyaz şarap için, kırmızı şarap için, sıcak, soğuk için. Ama tek bir maya, mesela "Prise de Mousse" mayası kırmızı şarap için doğru mayadır.
• Diğer kimyasallar: Eğer fermentasyon başlamazsa, o zaman başınız derttedir. Başlatmak için "maya besleyicileri" vb gerekebilir. Ama bunu ilk seferde düşünmeyin. Ayrıca, şarabın asiditesini, tadını ya da ekşiliğini düzeltmek için çeşitli kimyasallar gerekebilir. Şarabın berraklaştırılması ve stabilizasyonu için yine bazı malzemeler gereklidir. Ama ilk şarap yapımında bunlara bakmayın. İleride temel sorunları çözdükten sonra rafine bir şarap yapımında bunları deneyebilirsiniz.
5. Ölçüm aletleri: Bilinçli bir şarap yapımı için çeşitli ölçümleri yapmak, not almak ve şarabın gidişatına zamanında düzeltmeler yapmak zorundasınız.
• İlk sıkım sonrasında şıranın ve daha sonra da şarabın içindeki şeker miktarını ölçen "Hidrometre" en temel alettir. Bu aletin kullanımı için şarap yapımındaki temel kuralları öğrenmeniz gereklidir. Şarap yapımına "kör uçuş" prensibine göre yaklaşmamak için mutlaka bir hidrometre edinmeniz gerekir.
• Üzümde şeker miktarını ve ne zaman toplanacağını belirlemeye yarayan "refraktometre" faydalıdır ama şart değildir. Paranız çoksa edinin.
• Şaraptaki asiditeyi ölçmek için turnusol kâğıdı da yeterlidir. Ama isterseniz bir pH-Metre de edinebilirsiniz.
• Şarap yapımının ileri safhalarında çeşitli testler için Test Kit'ler gereklidir. Ama bunlar ileri safhalarda düşünülmelidir.
6. Şarap dolum aletleri: Şarabınızı yaptıktan sonra hepsini taze taze içmez ve bir kısmını şişelemek isterseniz, plastik borularla sifon yaparak şişe doldurabilirsiniz.
• Eski şarap şişelerini biriktirin, yıkayıp saklayın. Az sayıda yeni şarap şişesi satın almak olanaksızdır.
• Ya da oto-sifon denen "sifonlu bir şişe doldurucu aleti" alırsınız.
• Dolmuş şişeleri mantarla kapamak için "mantar tıpa makinesi" gerekir.
• 50-100-200 tane hazır mantar alabilirsiniz. Bu mantarları kaynar suda yumuşatıp teker teker mantar tıpa makinesine koyup şişelere geçirmek zorundasınız.
• Mantarla tıpalanmış şişelerin kafasına plastik ya da alüminyum folyodan kapak geçirmek isterseniz, bunlar hem ucuz hem de hazır satılıyor.
• Eğer şarabınıza bir ad koyacak ve bir etiket yapıştıracaksanız, bilgisayarda bu etiketler yapılabiliyor. Bunun için şarap yapma becerisi değil hayal gücü ve biraz da bilgisayar becerisi gerekiyor.
-----------------------------------

Üzümün üzerinde doğal yani tanrı vergisi bir maya vardır, bu maya üzümü şaraba veya sirkeye dönüştürür, öncelikle biz bu doğal mayayı kullanacağız,yani doğal maya yazdığımda bu mayayı kastediyor olacağım,

Üzümler alınır? Peki hangi üzüm? Hangi hasat? Bu soruları çok sonra konusuruz, daha olayın başındayız....

Üzümler alınır, sap ve çürükler ayıklanır, ancak yıkanmaz, bunun nedeni doğal mayaları korumaktır,
Bu üzümler daha sonra ezilir, ezilme kısmında en önemli kısım çekirdeklerinin ezlimemesidir, çünkü bu olursa şarap acılaşır..
Ezilme işlemi bittikten sonra uygun-kaliteli bir kovaya bu ezilen içeriği aktarırız, kabukları ile beraber,kabukları ile beraber beklerse kırmızı, kabukları ayrılarak beklerse beyaz şarap olur,
Bu kovanın ağzı enmli bir bez ile kapatılır, burada beklemeye alınır. Bu bekleme süresinde bazı ayrılıklar var bazıları 24 saatten bahsederken bazıları 1 haftadan bahsetmektedir, ben 3 gün bekletmekteyim. Bu işlem yapılmadan önce kükürtleme işlemini unutmamak lazım.

-------------------

Kükürtleme işlemi çok önemli, üzümün üzerindeki doğal mayalar istenilenden fazla aktive olursa şarap sirke olur, ama bu mayalar olmazsa şarapta alkol olmaz, özetle bu denge iyi bir biçimde oturtulmalıdır, kükürt ne az ne çok olmalıdır, üzüm yetiştirilen bölgelerde asma yaprakları kükürtlenir bunun nedeni işte bu mayadır,

Kova içerisine ezilmiş üzümleri alırken 1.5 çay kaşığı kükürtü kovaya dökün, üzerine ezilmiş üzümleri dökün bir karıştırın. Temizlik çok önemli arkadaşlar tüm malzemelerin temiz olmasına özen gösterin, şarabın bir diğer düşmanı su!
Kullandığınız tüm kaplar kuru olmalı, en ufak nem olmamalı...
Bu kovayı nereye koyalım? Bu kovayı salonun ortasına koyalım Evde fazla ışık görmeyen ve sıcak olmayan bir yere koymalıyız. Ben ,16 ve 22 derece arasında tutmaya çalışıyorum.

3. gün sonunda- yinelemekte fayda var ben 3 gün bırakıyorum birçok kaynakta farklı rakamlar var- üzümler kabuklarından ayrılıp yani şıra çıkartmak için süzme işlemi başlıyor.
Süzülen içerik 1.fermantasyon kabına aktarılmaktadır.

11 Ekim 2007 Perşembe

Şarap Yapımı

Güzel şarabı b ozan en önemli etkenler. yabani mayayla asetik bakterilerdir.
Asetik bakteri alkolü asetik aside çevirir. Bu makteri havada sürekli bulunur.
Aynı şekilde havada, şarabı tatsızlaştıran ve yavanlaştıran ya da ekşiten bu tür maya ve mantar sporları bulunmaktadır. Bahçeden ya da mağazalardan alınan kullandığımız bu taze meyvelerde ve diğer malzemelerin üzerinde bu bakteriler mayalar ve mantarlar halihazırda yerleşmişlerdir. Ancak bu tür bakteriler kolay temizlenebileceklerinden gözümüzü çok korkutmasınlar. Kullanacağımız malzemeler kapalı kaplardan tedarik edilecek böylece bunlar bizim adlandırdığımız şekliyle bozucu etkilere bulaşmamış olacaktır. Ancak kullanacağımız su şarabı bozacak zararlı bakterileri içeriyor olabilir, ya da yabanıl maya bizim adlandırdığımız şekliyle ‘istenmeyen mayalanmaya’ neden olabilir. Kibarca söylenirse bu mayalanmalar bozuk tat verir, ya da aksine ekşi tat verir ekşilikten kasıt sütteki gibi bir ekşilik asitsi tat değil.

Bu blogta anlattığımız metotlarla başlangıçta tüm zararlı maya ve bakterilerin yok edileceği işlemler yapılacaktır, bu yüzden onlar için endişelenmenize gerek yok.

Şimdi eğer bu yabanıl maya ve bakteriler havadaysa, onlar tıpanın üzerinde şişe ve kavanozların içinde aslında kullandığımız her şeyin üstündedirler. Fakat kolayca tahrip olurlar bu yüzden başarı garantilenmiştir. Şu genellikle bilinir ki yabanıl mayalar sıklıkla peynirlerin üzerindeki küfte, yarısı boş et lapası kaplarında, kavanozlarında büyür ve eğer yerleşmesine izin verirsek, havada yüzen bu tür maya şaraba zarar verir. Bu ekşiten mayaya karşı koymak için mayalanmakta olan şaraplarımızı korumalıyız ve mayalanmış şarapları kapatıp sarmalıyız. Mayalanmış şaraplara yapılan işlem ‘depolama’ başlığı altında kapsanır. Mayalanmakta olan şarapları sarmak çok basit fakat oldukça önemlidir.
---------------------------------

Internet üzerinde bulunan bu konuyla ilgili bir mesaj;

Merhaba,
Bu sene de bağbozumu vakti geliyor. Bağlara gidip üzümleri yerinde keseceğim. Bildiğiniz gibi iyi şarap ancak iyi üzümden yapılır. Daha sonra bir güzel ayıkladıktan sonra taneli patlatacağım. Ben bunu mutfak robotonun hamur karmak için hızla dönen bir aparatı var onunla yapıyorum. Ancak bir torbanın içine üzümler konup elle ya da ayakla ezildiğinde de taneler patlar. Tanelerin iyice suyunun çıkmasına gerek yoktur. Maya zaten patlamış üzüm tanesine nüfus eder.
Daha sonra 50 mg/lt sodyum metabisülfit atarak üzümleri dezenfekte edeceğim. Bu arada bir yoğunluk ölçer ile şıranın yoğunluğunu ölçeceğim. Şarabımın doğru alkol oranına sahip olabilmesi için özgül ağırlığın 1070-1100 olmasını sağlamak için yeterli miktarda şeker ilave edeceğim (suyunkini 1000 olarak düşününüz) Bir gün böyle bekleyen ezilmiş üzümlerin üzerindeki vahşi mayalar ve istenmeyen mikroorganizmalar ölmüş olacak. Daha sonra evimdeki şarap mayasından her on litre için bir silme çorba kaşığı mayayı ılık su ve şekerle karıştırıp mayanın canlanmasını sağlayacağım. Bir saat kadar canlanmasını beklediğim mayayı ağzını tülbentle kapattığım bir damacanaya koyduğum ezilmiş üzümlerin üzerine döküp karıştıracağım. Damacanayı en az dörtte biri boş bırakacağım ki mayalar gerekli oksijeni alsın ve ölmesinler. İkinci günden itibaren damacanamda kaynamalar başlayacak. Her gün karıştırarak damacana üzerinde biriken kabukların sürekli ıslak kalmasını sağlayacağım. Şıra içindeki şeker yavaş yavaş alkole dönerken şarabım oluşmaya başlayacak. Bir hafta sonra şarabımı aktaracağım. Posayı sıkarak bahçemde gübre olarak kullancağım. Sıvı kısmı yeniden damacanaya bu sefer damacananın omuzlarına kadar dolduracağım. Damacananın ağzına içerde oluşan gazın dışarı çıkmasını ama içeriye hava girmemesini sağlamak için bir hava kilidi takacağım. Hazır hava kilidi olmazsa damacananın ağzını sıkıca kapatıp bir serum hortumu satın alıp iğnesini damacananın ağzına saplayıp hortumun diğer ucunu bir bardak suya daldırıyorum. Böylece çıkan gazları da görüyorum. Bazı arkadaşlarım damacananın ağzını birkaç kat strech naylonu ile kapatıp incecik bir delik açarak içerde oluşan gazların dışarı çıkmasını sağlıyorlar. Gaz çıkışının durduğunu bardaktaki hortumdan anladığımda sifonlama yöntemi ile dipteki tortuyu oynatmadan oluşan taze şarabı başka bir damacanaya aktarıyor bu sefer ağzına kadar dolduruyorum. Birer ara ile yeniden biriken tortuları yine aynı şekilde aktarıyorum. Kışın soğuk havaya maruz bırakarak istenmeyen fazla tartarik asitlerin çökmesini sağlıyorum. Üzerinden bir kış bir yaz geçtikten sonra afiyetle içiyorum.
Şarap tadında günler dilerim
Nejat Utkucu
Utkucu@yahoo.com

9 Ekim 2007 Salı

Bizim de şarap uzmanlarımız olacak

Türkiye'nin ilk şarapçılık eğitimi Trakya Üniversitesi Şarköy Meslek Yüksek Okulu'nda veriliyor. Öğrenciler bağlarda ve şarap fabrikalarında uygulamalı eğitim alarak şarabın yapımından şişelenmesine kadar her aşamasını öğrenecek.

Üzüm bağları ile dünyada dördüncü sırada yer alan Türkiye'de şarapçılık alanındaki en büyük sıkıntı, sektörü ayakta tutacak kalifiye insanların yetiştirilemiyor olması. Bugüne kadar üniversite ziraat fakültelerinin gıda mühendislikleri ve bahçe bitkileri bölümlerinde şarap yapımı hakkında haftada 3'er saat ders veriliyordu, ancak şarapçılığı A'den Z'ye kapsayan bir ders programı yoktu. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), bu yıl Türkiye'nin ilk şarap eğitiminin verileceği "Şarap Üretim Teknolojisi ve Bağcılık Programı"nı onayladı. Tekirdağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Şarköy Meslek Yüksek Okulu bünyesinde açılan programa 30 öğrenci kontenjanı verildi. Özel sektörün de destek verdiği iki yıl sürecek programda; öğrenciler kendileri için tahsis edilecek arsalarda üzüm yetiştirecek, şarabın yapımından şişelenip etiketlenmesine kadar her aşamada eğitim görecek. Öğrenciler Melen ve Doluca gibi Türkiye'nin kaliteli şarap yapan üreticilerinden de ders alacaklar.

A'DAN Z'YE ÜRETİM
Bölümde şarapçılık alet ve makinaları, şaraplık üzüm çeşitleri ve özellikleri, genel bağcılık, fermantasyon teknolojisi, şarap teknolojisi, degustasyon gibi dersler verilecek. Okulun açılmasına öncülük eden Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç.Dr. Elman Bahar, iki yıl içinde öğrencilerin her birine küçük birer bağ oluşturulacağını söylüyor, "Bir bağdan ilk beş yılda hiç mahsül almıyorsunuz. Bağın yanlış kurulması ise beş yıllık emeğin ve dönüm başına yaklaşık 2 bin dolarlık yatırımın çöpe atılmasına neden oluyor. Bu nedenle sektörde çalışacak insanlar çok önemli. İşte şimdi bu okul o teknik adamları yetiştirecek. Bağ tesislerinde, şarap işletmelerinde teknik eleman olarak çalışabilecekler. Ayrıca kendi adlarına özel işletmeler kurabilecekler" dedi. Üç kuşaktır Melen Şarapları'nı üreten ailenin son temsilcisi Cem Çetintaş, öğrencilere hem ders verecek hem de butik şarap üretimi yaptıkları Hoşköy'deki 500 yıllık şaraphanenin kapılarını öğrencilere açarak üretimi izleme imkanı tanıyacak. Eğitim programının Türkiye için çok önemli bir gelişme olduğunun altını çizen Çetintaş, "Okulsuz bir şarap endüstrisi ya da sanatı düşünmek mümkün değil. Fransa'da bugün 8 milyona yakın kişi şarapla ilgili bir yan kuruluşta çalışıyor. Bugüne kadar sektörde çalışabilecek insanları Fransa'dan ithal etmişiz. Demek ki biz kendi bilincimizi uyandırmak, kendi çalışanımızı kendi yöneticimizi yetiştirmek zorundayız" diyor. Kayseri, Samsun, Aydın, İzmir, Bursa ve İstanbul gibi birçok ilden gelerek okula başlayan 16'sı kız, 10'u erkek 26 öğrencinin en büyük hayali gelecekte kendi şaraplarını üretebilmek. İzmirli 22 yaşındaki Özlem Er, İzmir'de oturduklarını, evli olduğunu ve Aydın'da bağları bulunduğunu anlatarak, "Bu bölümü tercih formlarında fark edince bilinçli olarak tercih ettim. Okulu bitirdikten sonra 4-5 yıl şarap işletmelerinde çalışarak deneyim kazanacağım. Sonrasında da bir tesis kuracağız ve kendi bağlarımızdan elde ettiğimiz üzümden şarap yapacağız" diyor. Koç Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu olmasına rağmen işini hobiye çevrimek istediği için bu bölüme giren 23 yaşındaki Şane Tepecik ise, "Şarap yapımının teknik kısmını öğrenmek istiyorum. Daha sonra da kendi işimi kurmayı düşünüyorum. Biz Kayseri, Erkilet'liyiz. Orası bağlık bir bölge ancak şarapçılık yok. Amacım ilerde Fransa'nın Bordeaux şarapları kadar kaliteli şaraplar yapabilmek. Yazın stajımı da Fransa'da yapacağım" diyor.
Yıldız ATEŞ - MERKEZ

Şarapta Berraklaşma



Şaraplar genellikle mayalanma süreci bitmeden kendilerini temizler. Mayalanma bitmeden bir ay önce parlakça berrak şaraplar elde etmek aslında olağandır. Eğer birkaç kupalık bir şarabın berraklaşması yavaş görünüyorsa panik yapmayın, mayalanma tamamen bittikten birkaç hafta sonra berraklaşma çabucak gerçekleşecektir. Berrak bir şarabın her zaman atılacak ufak tortuları olduğunu akılda tutmak oldukça önemlidir, öyleyse, içindeki son katışkıları ve belkide görülmeyen maya buğularını atsın diye zaman vermek için şarabı kristal berraklığına geldikten sonra en az bir ay bekletmek en iyisi olacaktır. Eğer bu yapılmazsa, az miktarda bir tortu şişelerde oluşacaktır ve şarabı bardağa döktüğünüz zaman bunlar çalkalanıp şarabı bulandıracaktır. Böyle bir olay felaket anlamına gelmez, çünkü tortu yeniden yatışacaktır, belkide bir gece içinde ancak bu şişeyi bir kenara koymanız anlamına gelir. Tüm mayalanma bittikten sonra şarabı (eğer tamamen kristal berrak olmamışsa) tortuları geride bırakarak bir başka kaba boşaltmak en iyisidir. Daha sonra, şarap nihayet kristal berraklığına ulaştığı zaman şişelere boşaltılmalıdır. Bu boşaltım, bizim adlandırdığımız gibi, küçük bulanıklıklardan çabucak kurtulunmasına yardım eder.

1 Ekim 2007 Pazartesi

Evde şarap yapmak

Evde şarap yapmak çok az çaba ve az miktarda para gerektirir. Mayalanma süreci yüzünden biraz fazla zaman zama alacaktır. Başladığınız zaman yapmanıza değecek her aşamada zamana gerek vardır.

Şarap yapımı için gerekli olan maddeler en büyükzorluk olacaktır. Gerekli ekipmanın çoğu mutfaklarımızda zaten fazlasıyla mevcuttur.

Şunu ekleyelim ki; şarap yapmak sizi en fazlasıyla memnun edecek, keyif verecek ve tatmin edecektir. Nedeni basit; yapımı çok kolaydır vetüm sıkıcı işlemleri zaman sizin için halleder.